Kadim şiirin gül bahçesinde binbir ıstırab ile feryad eder her kanat çırpışımda rüzgar dahi ah ederdi...
Ta ki bu bahçenin Halfeti semtine girince karşıma bir siyah gül çıktı.
Cilvekâr oyunlarla o gülün kalbine girmektense tüm gücümle o dikenli sapını ısırdım. İlki gözüme
ikincisi dilime üçüncü ise kalbime saplanmak üzre üç diken battı bana.
İlk dikenin sonucunda artık her şeyi aşkın renginde görmeye başladım gözlerimden kan sızıyordu.
İkinci dikenin sonucunda dilim büsbütün kan oldu ettiğim her feryat konuştuğum her kelam aşka dairdi.
Üçüncü dikenin sonucunda en son ve asıl hisar düştü... Kalbime artık aşkın kanı dolmuştu.
Bu ıstıraplı işkencenin sonucunda toprağa düştüm. İşte bu risalenin her beyiti hakiki vuslata ermeden önce damarlarımda vuran nabzın yazılı halidir.