Edebiyatımızın unutulan isimlerine ve İstanbul'un edebiyatçılarına dair denemeleriyle bilinen Taner Ay bu uzun hikâyesinde 1902 ile 1916 arasındaki İstanbul'u mahalleleriyle sokaklarıyla ahşaplarıyla meyhâneleriyle ve an'aneleriyle Tanbûrî Cemil Bey üzerinden anlatıyor. Hakikatın ve hayalin terkip edildiği hikâyede dönemin lisanının metruk bir zamanda kaybolan İstanbul'u günümüze taşıyan efsunkâr bir unsur olması şâyân-ı dikkattir. İstanbul'un sokak kedileriyse hikâyenin her bölümünde bir yerlerden çıkıp kalplerimize dağılırlarken Tanbûrî Cemal Bey'in vedâsına da nûr saçıyorlar...