Sanat varoluşun dokusunu örer ve iyi eserler gerçekliğin anlamını yeniden tanımlar. Cemal Şakar Sanatın Kendiliği'nde sanatın doğasına sınırlarına/sınırsızlığına anlamına/anlamsızlığına dair zorlayıcı kışkırtıcı sorular sormaktan çekinmiyor güçlü eleştirileriyle edebiyatı ve sanatı kendi perspektifiyle yeniden tanımlıyor. Tartışılması güç konuları cesurca ele alırken biçimlerin sınırların soyut ve somut anlamlar arasındaki bağın derinliklerine iniyor.
Eleştiri kitaplarına bir yenisini daha ekleyen usta yazar mutlak tamlık mutlak mükemmellik eksiklik kusurluluk sonluluk ve sonsuzluk gibi kavramları ele alarak sanatın gerçekliğini; taklit temsil veya yansıtma iddialarından hareketle kavramları köklerine inerek irdeliyor; sanatın doğanın kalbindeki duyuş ve sezişle bağlantılı olduğu düşüncesinin altını çiziyor. Eserlerin duyuş ve sezişin bir ürünü olarak işaretler arası ilişkilerde kök saldığını vurguluyor. Aynı zamanda klasik estetiğin normlarını tartışan bu kitap orantısızlık uyumsuzluk düzensizlik gibi unsurları ve kurmacanın temel ilkelerini tartışıyor.
Kitap doğallığa karşı yapaylık sonsuzluğa karşı sonluluk sürekliliğe karşı süreksizlik bütünlüğe karşı fragman ve bir silah olarak ironi gibi kavramlarla sanat anlayışlarındaki değişimi gözler önüne seriyor.