Sümerce ile komşu olduğu kanıtlanan sözlü olarak bin yıllarca kullanılan ve nihayet "Orhon Türkçesi" döneminde "Bengü Taşlar" vasıtasıyla yazıya dökülen Türk dili derin yapısı ve ifade gücüyle birçok eserde olduğu gibi savaş sahnelerini içeren eserlerde de ilmek ilmek işlenmiştir. Bu bağlamda savaş sahnelerinde o sahneler her okuyuşta yeniden yaşanıyormuşçasına yapılan tasvirler bulunmaktadır. Türkçenin dil yapısı ve ifade gücüyle yazılan birçok eser bir şaheser niteliği kazanmıştır. Din ve devlet büyükleri tasavvufi manevî şahsiyetler üzerine de birçok eser yazılmış ve birçok çeviri yapılmıştır. Yunus Emre Hoca Ahmed Yesevî Hacı Bektâş-ı Velî bu şahsiyetlerden birkaçıdır. Yapılan bu çeviriler tercüme olarak kalmamış yazarlarının katkılarıyla telif hâlini almıştır. Hazreti Ali ise savaşçılıkta gösterdiği maharetler kahramanlıkları ile Türk toplumuna yaklaşmış Türkler tarafından benimsenmiştir. Bu bağlamda Hazreti Ali'nin savaş hikâyeleri savaşlarda gösterdiği yiğitlik ve kahramanlıklar tercüme telif olarak birçok Türkçe esere konu olmuştur. Hâvernâme veya Hâverânnâme olarak yazın tarihinde yer alan eserler de Hazreti Ali cenklerini anlatan eserlerdir. Bu isimde ve başlıkta manzum ağırlıklı olmak üzere birçok eser bulunmaktadır. Elinizdeki kitap mensur bir Havernâme metni üzerine kurulmuştur. 17. yüzyılın sonunda Muhammed bin Hasan tarafından istinsah edilen eser Hazreti Ali cenklerini birçok yan karakterle menkâbevi olarak anlatmıştır. Giriş kısmında Hazreti Ali ve cenkleri ile Havernâme hakkında genel ve esere özgü bilgiler verilmiştir. Eserin fiziksel özellikleri ve aktarım yöntemi üzerinde durulmuştur. İnceleme kısmında eserin yazım ve dil özellikleri her başlık altında dönemin genel durumundan farklı yönler vurgulanarak verilmiştir. Metin kısmında eser çeviriyazıya aktarılmıştır. Dizin kısmında ise gramatikal dizin oluşturulmuştur.