Günümüz Türkiyesi'nde kurgu ile gerçeğin bu kadar sıklıkla karıştırılmasını birbirinin yerine konmasını nasıl açıklayabiliriz? Ahıska'nın Cumhuriyetin ilk dönemindeki radyo yayıncılığını konu alan kitabını okuduğumuzda bir dönemin iktidar kurma biçimlerinin teknoloji ile fantazi arasındaki ilişkinin bugünü etkileyiş tarzını açıkca görebiliyoruz.
Radyonun Sihirli Kapısı radyo üzerine bir inceleme. Ne var ki asıl gayesi radyo yayıncılığının incelenmesinden hareketle Türkiye'de bir yönetsellik biçimi olarak Garbiyatçılığı ve bu temelde gelişen politik öznelliği anlatmak. Doğu/Batı modern/geleneksel model/kopya ve benzeri ikiliklere karşı çıkan bu ikilikleri tam da Garbiyatçılığı kuran diyalojik neden ve sonuçlar olarak gören bir anlatı bu. Yazar bu ikilikleri çözebilmek zihnimiz üzerindeki ağır hükümranlıklarını sonlandırmak için sözgelimi radyo arşivlerinin yok edilmesinden BBC Türkçe Servisi'nin Türkiye politikalarına kadar uzanan geniş bir olgusal alanı anlatısına dahil ediyor.
Bu kitabı çok tartışacağız devreye soktuğu analitik kavramı Garbiyatçılığı da öyle. Radyoyla büyümüş kuşaklar geçmişe başka bir gözle bakmayı deneyebilirler böylece. Ama asıl televizyona doğanlar onlar da bugün ekranlarda sürüp gideni daha kolay anlamlandırabilecekler.