Bibliyografya Yunanca kitap anlamına gelen biblion ve yazmak anlamına gelen graphein sözcüklerinin bir araya gelmesiyle türetilmiş bir sözcüktür. Bibliyografyaları belirli bir konuda veya muhtelif konularda yazılan eserler listesi olarak tanımlayabiliriz. Edebiyatımızda bibliyografya alanında yazılmış ilk önemli ve geniş çalışma Kâtip Çelebi'nin 17. yüzyılda yazmış olduğu Keşfü'z-Zunûn adlı eseridir. Yine 1935 yılından beri yayımlanan Türkiye Bibliyografyası Türkiyede basılan kitap dergi gazete rapor broşür ve harita gibi yayımların künyelerinin verildiği önemli bir millî bibliyografya olmuştur.
Bir konuda akademik bir çalışma yapmanın ilk şartı o konuyla ilgili daha önceden yapılmış çalışmaları tespit etmekle başlar. Bu sayede araştırmacı yapacağı çalışma ile ilgili eksik yerleri görür ve tekrara düşmekten kurtulur. Ayrıca bu durum araştırmacının zamanı etkin kullanmasına da son derece yardımcı olur. Bibliyografyaların bir diğer önemi de araştırmacıların bakış açısını zenginleştirmesi ve ufuk açıcı çalışmaları önüne sermesi olmuştur. Bu yolla hiç aklına gelmeyen bir konu araştırmacının dikkatini çeker ve haberdar olmasını sağlar. Yine çalışmaların eksik kalan yerlerini kaldığı yerden devam ettirebilme ve tamamlama fırsatı verir.
Yaklaşık 15 yıldır Sinop'un dili tarihi ve kültürü üzerine çalışmalar yapmaktayım. Bu sebeple çalışma alanıma ait daha önce yazılmış eserlere ulaştım ve istifade ettim. Bana oldukça yol gösteren bu yayınların Sinop üzerine çalışan diğer araştırmacılara da fayda sağlayabileceğini düşündüm.