Küresel ekonomi içerisinde artan rekabet markaların tüketicilerin zihninde birbirinden farklılaşmasını güçlü ve ideal bir konumu yakalayabilmesi için konumlandırma kavramını ön plana çıkarmıştır. Konumlandırma belirli bir markayı onu diğer markalardan bu şekilde ayrıştıracak tutarlı güvenilir açık bir fayda değer vaat ya da imge ile özdeş hâle getirmektir. Tüketiciler birbiri ile yarışan binlerce ürün arasında seçim yapabilmek ve karar verme süreçlerini kolaylaştırmak için önceden hakkında belirli bir marka imajına sahip oldukları markaları tercih etmektedir. Örneğin Volvo markasını hiç satın almamış olsalar dahi başarılı bir konumlandırma stratejisine sahip bu otomobil ile ilgili olarak tüketicilere akıllarına ilk gelen marka çağrışımları sorulduğunda; sağlamlık İsveç Çeliği güvenilirlik gibi kavramlar ifade edilir. Bir ürünü daha önce satın almamış olmaları tüketicilerin o ürüne dair güçlü tercihleri olmadığını göstermez. Konumlandırma kavramı her ne kadar işlevsel konumlandırmada olduğu gibi ürünün rasyonel faydaları kavramı ile ilgili olsa dahi daha çok tüketicinin zihnine etki etmeye odaklanılan bir kavramdır. Benzeri şekilde sembolik konumlandırmada da ürün tüketicide arzu uyandırabilecek ürünü çekici kılabilecek ya da ürüne statü katabilecek çeşitli semboller ile özdeşleştirilmektedir. Elinizdeki kitapta tüketim sürecinde günümüzde artık sadece işlevsel konumlandırmanın ya da sadece sembolik konumlandırmanın marka sadakati yaratma açısından yaşadığımız imajlar çağında tek başlarına yeterli olmadıkları görüşünden hareket edilmekte ve işlevsel ve sembolik konumlandırma bu konuda daha güçlü olduğu tezi öne sürülmektedir. Bu amaçla içerikte cep telefonları üzerine niceliksel bir araştırmaya da yer verilmektedir. Keyifli okumalar dileği ile....