Yabancıları temel insan haklarını etkileyen sınır dışı etme müessesesine karşı koruyan en etkili uluslararası düzenleme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'dir. Sözleşme'de doğrudan sınır dışı etme müessesesini konu alan tek düzenleme Ek 4 No'lu Protokol'ün yabancıları topluca sınır dışı edilmeye karşı koruyan 4'üncü maddesidir. Buna karşın Sözleşme'nin muhtelif maddeleri yabancıları sınır dışı edilme tehlikesine karşı dolaylı bir şekilde korumaktadır. Göç eden yabancılar için hedef veya transit ülke konumunda olan Türkiye de hem Sözleşme'ye hem de Ek 4 No'lu Protokol'e taraftır. 2012 senesinde bilhassa Suriye iç savaşından sonra büyük bir göç dalgasına maruz kalan Türkiye'de sınır dışı etme müessesesini konu alan kapsamlı bir ulusal düzenleme yapma ihtiyacı doğmuş ve bu doğrultuda 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Fakat düzenlemenin yeni olması ve sınır dışı etme işlemlerine karşı ikame edilen davalarda görevli mahkeme olan idare mahkemelerinin uzmanlaşmadıkları bir alanda bir anda büyük bir yük altında kalmaları birçok uyuşmazlıkta hukuka aykırı karar verilmesi sonucunu doğurmuştur. Söz konusu probleme dikkat çekmek adına kaleme alınan bu çalışmada sınır dışı etme müessesesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk hukuku bağlamında değerlendirilmesi ve Türk idare mahkemeleri tarafından verilen kararların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygunluğunun incelenmesi amaçlanmıştır.