Asil'in doğumundan; kendi başına ev yapacak kıvama geliş anlatısı öyküyü okunur kılıyor. O nedenle yazarı kutlarım.
Dr. Serdar Şahinkaya
Zekâsıyla kendisini tehlikelere atan yine bu tehlikelerden zekâsıyla kurtulan 3 yaşındaki çocuk Asil'den istediği gibi minimal sıradan ama özgür bir hayat kurmaya çalışan azimli yetişkin Asil'i anlatıyor Milaslı Asil.
Onun serüvenini bir nefeste okuduğumuzda aslında henüz 3 yaşındayken motorlu araçlarla dolu şehrin işlek caddelerinden geçerek komşu evine tek başına gitmeyi başaran Asil'i bir kahraman olarak görmeye başlıyor ve onun daha neler yapabileceğini hayal ediyoruz. Ve merak ediyoruz. Acaba Asil nasıl biri olacak? Neler yapacak neler başaracak? Arzuladığı sükûnetli yaşamı kurabilecek mi? Evini bitirebilecek ve içine girebilecek mi?
Asil'in inşa etmeye çalıştığı zamanın esiri değil tanığı olmayı amaçlayan doğayla barışık ve özgür yaşamı inşa etme çabası ne kadar tanıdık "sıradan" ve doğal ise bu serüveninde karşılaştığı sorunlar da bir o kadar tanıdık "sıradan" ve doğal. Tam da bu nedenle Asil'in öyküsünü pastoral bir yaşam anlatısı olduğu kadar her an doğa ekonomik ve de güncel bir tehlike ile bölünme riski taşıyan bir macera anlatısı olarak da okuyoruz.
Beste Naiboğlu bu yaşam anlatısı tarzı kitabında Asil'i zeki çalışkan azimli zorluklara göğüs geren özgürlüğüne düşkün ne istediğini bilen bir başka deyişle kendi hayatını yazan bir kahraman olarak çiziyor. Onu giderek kaotikleşen ve insanı "modern" kölelik sistemine teslim olmamak için yel değirmenlerine savaş açmış modern bir Don Kişot olarak görmek de mümkün. Çarpıcı ve su gibi akan diliyle Naiboğlu okuru kısa ama etkili bir serüvene tanıklık etmeye çağırırken aslında günümüz modern insanına da ayna tutuyor. Böylece kitap bu aynada kendini görmek kendi yaşamını kurmak ve yazmak isteyenler için de bir çağrı niteliği taşıyor.
Prof. Dr. Hasan Akbulut