İnsanların ikiyüzlülüğünden yorulduk artık.
Her köşe başında gulyabani gibi çıkıp birbirini aldatanlardan hakikat yerine yalan söyleyenlerden doğruyu eğip büken hilekâr insanlardan bıktık usandık...
Nerede o temiz yürekliler?
Nerede yaptığı iyiliğe karşılık menfaat beklemeyenler?
Neden kayboldu ufkumuzdan güzel hülyalar?
Nedir karabasan gibi üzerimize çöken bu duygular?
Yaşar Kemal'in söylediği gibi "İyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler" mi?
Neden böyle bir zamanı yaşamaktayız?
Hani aldatanı inanmıyor saydığımız samimiyet duyguları?
Hani kardeş olduğumuzu iddia ettiğimiz diğerkâmlık?
Ne oldu bize bizim içtenliğimize?
Bizim pak mayamızı bozan şey ne oldu?
Para mı mal mı makam mı yoksa hırs ve şöhret tutkusu mu?
Artık saf değiliz. O temiz insanlardan samimi inananlardan karşılıksız iyilik edenlerden yolda kalmışlara yardım edenlerden yetime sahip çıkanlardan gösterişsiz davrananlardan değiliz.
Ruhumuz kirlenmiş bizim. Yüreğimiz kararmış özü-müz yara almış...
Ali Şeriati'nin korktuğu bu gidiş değil miydi?
"Zorbalık ve hilekârlık; 'dindarlık ve takva giysisini' kuşanırsa tarihin en büyük facialarından birisi meydana gelmiş olur."Umulur ki özümüze döner ve kendimizi yeniden buluruz.