Derin bir sessizlik oldu. Bu sessizliği kapının biraz gürültülü şekilde vurulması bozdu. Baba sessiz olmalarını işaret etti. Anne kızlara dönüp işaret dili ile "İşitmeyenlerden birisi dışarıdaki!" dedi. Baba sakin olmaya çalışarak gidip kapıyı açtı. Kısa bir şaşkınlık anı sonrası baba ve kapıdaki adam hasretle birbirlerine sarıldılar. Gelen sabah küçük kıza kedileri veren adamdı. Küçük kıza sesli olarak "Merhaba" dedi gülümseyerek. Tonlaması biraz bozuk sesi ise sanki bağırır gibi yüksek idi. Yine aynı ses tonuyla ama biraz daha heyecanlı şekilde ev sahibine "Nasılsın dostum? Uzun zaman oldu..."
"İyiyim durma kapıda içeri gel" dedi alçak sesle ev sahibi. Aynı zamanda sözlerini işaret dili ile de tekrar ediyordu. Misafiri kızları ile tanıştırdı. Adam ufaklığa dönüp sesini bu kez biraz daha alçak tutarak "Biz zaten tanışıyoruz" dedi. Küçük kız "Evet" diyerek başını salladı ve öğretildiği gibi nezaketle yabancıyı selamladı. Hep birlikte masaya geçtiler. Büyük kız hemen bir sandalye daha getirdi. Baba adama aç olup olmadığını sordu. Adam anneye bakarak "Bu güzel hanımın yaptığı yemekler için her zaman açım tabii ki!" dedi.