Etsu Inagaki Sugimoto Samurayın Kızı romanında Japonya'nın feodal döneminin sonlarında dünyaya gelen cesur bir kız çocuğunun ruhunun derinliklerine iniyor. Etsu'nun özyaşamöyküsünü ele aldığı eser Japon modernleşme sürecine ayna tutarken kaybolan bir yaşam tarzının son temsillerini de dile getiriyor. Geleneksel Japon ailelerinin doğum düğün ölüm gibi yaşamın büyük anlarına dair alışkanlık ve âdetleri bir zamanlar ihtişamla mütevazılığın mükemmel bir birleşimini oluşturan samuray sınıfının düşüşü ve köklerinden kopmak üzere olan bir yaşama biçiminin ortaya çıkışı incelikle gösteriliyor.
Japon yazı sanatından mimariye yemek kültüründen eğitime kadın-erkek ilişkilerinden yaşlılara karşı tutuma kadar pek çok meseleyi ele alış biçimiyle yazar âdeta bir dönemin kültür ansiklopedisini oluşturuyor. Uzun kışları ve kar kalkmaz topraklarıyla bilinen Echigo'da başlayan hikâye Etsu'nun evlenerek Amerika'ya taşınması ile yepyeni bir dünyaya açılıyor.
"...geçmişin tüm sessiz zevkleri ve resmedilmeye değer hayatı ucuz çirkin görünümlü bir şimdiki zamana karışarak kaybolmuştu."