Her ne kadar halk arasında "caz yapmak" deyimi "boşa konuşmak gevezelik etmek" gibi olumsuz manalar taşısa da Türkiye'de cazın bundan çok daha fazlası olduğu
ve zengin bir geçmişi barındırdığı açık. Ancak Türkiye'de cazın gelişim serüveni anektodları izler kitlesi ve müzisyenleri kayda değer olmasına rağmen kaleme alınan
metinlerin sayıca tatmin edici yeteri denli bilimsel ve bütünlüklü olduğunu söyleyebilmek hayli güç. İşte bu kitap Türkiye'de "caz yapma"nın tarihsel serüvenini
etraflı bir şekilde masaya yatırarak kapsamlı bir anlatı oluşturma gayesi taşıyor. Bunu gerçekleştirirken de dünyada cazın âdeta "sorgulanmaksızın kabul edilen" müziksel meşruiyetinin Türkiye'de hangi şartlar altında tesis edildiğini başka bir deyişle cazın Türkiye'de "sanat olma" serüvenini anlamaya çalışıyor. Ayrıca kitap baskın
eğilimlerden farklı olarak Türkiye'de cazın doğuşunu "mütareke yıllarına" götürdüğü gibi başkent Ankara'nın hususiyetini vurgulayarak "İstanbul merkezli" anlatıların da
dışına çıkıyor. Bu sayede kitabın salt tarihsel aktarıcılığın ötesinde Türkiye'de cazın meşrulaşma serüvenini hâkim anlatılarını ve yapısöküm olanaklarını irdeleyen bir
perspektifle hareket ettiğini ifade etmek mümkün.
Selim Tan