Yaşayabildikçe yazabiliyormuş insan. Hâlbuki şiirin konu edindiği şeyler de gayet mahduttu. Karacaoğlan'ın ifade ettiği gibi: "Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm..." Belki bunlara ilaveten bir gurbet bir de zulüm. Birlikteliğin yokluğu; ayrılık varlığın yokluğu; yoksulluk hayatın yokluğu; ölüm sılada yokluk; gurbet adaletin yokluğu da zulüm. İnsanın tüm vaveylâsı yokluğa idi aslında. Tüm korkusu ve şikâyeti de yokluktan. Şiirlere hatta şarkı ve türkülere bu nazarla baktığımızda kahir ekseriyetin bu konular etrafında döndüğünü görüyoruz. Buna rağmen evvelkilerle yetinmiyor biz de bir şeyler söylüyoruz. Evvelkilerin daha evvelkilerle yetinmediği gibi. Hepimiz yokluğun bizi vurduğu yerden dert yanıyor ve hususi yokluğumuza ağlıyoruz zira evvelki feryatlar birebir teskin etmiyor bizi. Binaenaleyh biz de dile bedel bu kitapla ifade ettik kendi hislerimizi.