"Yanlış bilgiden sakının; cehaletten daha tehlikelidir" diyordu yüz yıl önce Bernard Shaw. On yılları hızla tüketirken neo-liberal kültürle ve çoklu bilgi sorunlarıyla iç içe gerçek ötesine dönüştü yaşadığımız dönem. Gerçeği bilmek zorlaşırken; "doğru" nefes almak gibi yaşamsallaştı. Ergenler gençler orta yaştakiler genç kalan yaşlılar kadınlar ve erkekler; her meslek grubundan ve eğitim düzeyinden bireyler kısaca tüm insanlık yalan haberle ve yanlış bilgiyle her gün her saat yüzleşiyoruz. Bazen yalan haberin üreticisiyiz bazen paylaşımcısı bazen de mağduru. Böylesi bir ortamda "Hakikate erişmek bir insan hakkı olmalı" söylemi aklın ve vicdanın ortak bir talebi olarak beliriyor ve bu kitap da bilgi sorunlarını anlama ve önleme çabasına kuramsal bölümleri ve örnek vaka incelemeleriyle katkı sunmayı amaçlıyor.