Edebiyat dünyasına şiirle adım atan Esma Beydilli Soylu bu kez bir deneme yapıtıyla okur karşısına çıkıyor.
Elinizde tuttuğunuz bu eserin daha ilk sayfalarında sizi bulunduğunuz ortamdan alıp özlediğiniz diyarlara sürüklediğini hayretle göreceksiniz. Edebiyatımızın deneme türündeki eksikliğine bir nebze olsun katkıda bulunmayı amaçlayan yazarımız üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.
Deneme ve anlatı türlerinin birbirinden farkını kuşkusuz bu yapıtta görebiliyoruz. Yer yer ruha dokunan anlatılar yer yer de Montaigne tadında denemelerle insan bilincine nakış nakış işlenen üst düzey bir çalışma var elimizin altında. Bunun yanında edebiyatın unutulan dalı "mektup" türündeki ürünler bir insanın iç sesinin ufukları aşarak ulaştığı kalplerdeki kırıklığı nasıl onardığının belgeseli oluyor.
Esma Beydilli Soylu'nun Türk Edebiyatında adını tarihe kalın harflerle yazdıracağından eminim. Bu yapıt vefa özlem ıstırap üçlemesini konu alırken vefanın semt adı olmadığını özlem ve ıstırap sarmalından çıkışın da anahtarını vermektedir. Bir anlamda kişinin kendi kendisiyle hesaplaşması da diyebiliriz.
Erdinç OZAN