12 yıl sonra Amerika'dan vatana geri dönüyor olmak fikri gerçekleşmeye yüz tutmuş bir hayal ümidin ötesine geçmiş bir özleyiş serinlemeye başlamış bir hasret yangını yeni bir ufuk manzarasıydı... Ve biz ailecek o manzaraya bakmayı çok sevmiştik.
Artık zor zamanlarımızda yalnız kalmayacaktık. Düşerken elimizden tutup kaldıracak birilerimiz olacaktı.
Artık mutluluklarımızı sevdiklerimizle paylaşarak çoğaltabilecektik.
Artık çocuklarım bayramda güzel elbiseler giyinip aile büyüklerinin ellerini öperken bayram harçlığı toplamanın tadını alabileceklerdi.
Artık anacığımın küçücük evindeki kalabalık bayram sofrasında "herkes geldi sadece Ahmet'im yok" diye ağlamayacak ben de onu biraz olsun teselli edebilmek için boğazımdaki düğümü yutkunmaya çalışarak mutluymuşum numaraları çekmeyecektim.
Artık çocuklarıma Türkçe öğretebilmek için çareler aramak zorunda kalmayacaktım. Onlara sarılıp öperken dilimin zor döndüğü İngilizce sevgi sözcükleri yerine gönlümden geldiğince iltifatlar edebilecektim.
Artık oğlumla formalarımızı giyip Fener maçı seyredebilecektim.
Artık trafikte sinirlendiğim bir sürücüye camı indirip rahatça "o ehliyeti bakkaldan mı aldın kardeşim" diye bağırabilecektim.
Artık pazarda domates aldığım köylü teyze ile "götürü pazarlık" yapabilecektim.
Artık kendi anadilimde hocalık yapabilecek anlatmak istediklerimi ifade ederken zorlanmayacak öğrencilerim ile rahatça tartışabilecektim.
Artık ben de devlet bursu ile bir yıllığına Amerika'ya gidip sonra da ömür boyu anlatan hocalarım gibi öğrencilerime "ben amarikadaykene..." diye başlayan hikâyeler anlatabilecektim.
Artık kariyer hayalim olan Anatomi Atlasını Türkiye'de çizip yayınlayabilir ve batılı üniversitelere satabilirdim. Böylece bilim dünyasındaki ezikliğimizden kurtulmamıza bir nebze olsun katkıda bulunabilirdim.
Artık kariyerimin bu son çeyreğini bana çok da ihtiyaç duymayan Amerikalı gençlere ders anlatmaya çalışarak değil kabuğundan çıkmak isteyen ve hayallerine ufuk arayan ülkemin gençlerine kılavuzluk edebilirdim. Onların öğrenilmiş çaresizliklerine "neden olmasın onlar yaptıysa biz de yapabiliriz" diyebilir çıkmazlarına pencere açmalarına yardımcı olabilirdim.
Artık merdivenin son basamağından sonraki yol belirmişti önümüzde ve biz ailecek o yola çıkmaya çoktan hazırdık.
Her ne kadar beni dışlamış olsa da hala kutsal bildiğim devletime yüce yaratıcının beni mensubu olarak yarattığı aziz milletime hizmet edebilirdim artık.
Artık ait olduğum yuvama geri dönebilirdim.