Kendine özgü tarzını besleyen edebiyat birikimi ayrıksı ve cesur bakış açısıyla yazdığı metinleriyle yazın dünyamızda farklı bir alan açan Bayram Sarı bu kez de "Tehlikeli Metinler" ile okurun karşısında.
Dünya ve Türk edebiyatından çok değerli romanlara dair kaleme aldığı yazılarında sığ sularda debelenmek yerine açıklarda kulaç atmayı yeğleyen yazar örtülmek/gizlenmek yok sayılmak istenilenin üzerine pervasızca giderken soruyor; "Peki sevgili okur senin bakış açın nedir? Sorgulamaya cesaretin var mı?"
- Şirvan Erciyes
Şimdi ile altı milyar yıl sonra gezegenin ve galaksilerin öldüğü zaman aralığındaki bir noktada yazarın son bir okuru elbette olacaktır. Son okur kimdir peki? Tanımı gereği yazarın kitaplarını başkalarına önermeyen birisidir. Yazarın bu son okura şimdiden peşin peşin seslenişini tahmin etmek güç olmasa gerek: "Seni gidi düzenbaz! Yeterince iyi bulmuyorsun demek kitaplarımı? Yaşadığın yüzeysellikle dolu bu çağda çok popüler olan şu önemsiz kitapları mı yeğliyorsun ya da beni önemsiz görmene neden olan dijital çağ mı? Okumadığınızın yasını tutmak üzereyim kitaplarımı gerçekten de kimseye önermeyeceksiniz değil mi? Gerçekten de bu kadar sığ ruhlu bu kadar eleştirel yargıdan yoksun musunuz?" Yazar ne kadar sitem ve eleştiri yöneltmiş olursa olsun o son okur da evrim sürecinde zamanı gelince yok olacaktır. Peki Eco'nun "Gelecekteki bir okura yönelmeyi beceremeyen bir yazar mutsuz ve umutsuzdur" sözüne hangi anlamı yüklemek gerekiyor?