Yenilmek büyük bir gidiştir. Kavga terk etmediğim tek umudum. Ellerini ver hohlayacağım. "Depremde çok üşümüştür bizim halkımız" diyorsun. "Hohlayışını bana emanet edip halkımıza götür" diyorsun. Sonra o iki çocuk çıkıp geliyor. Helin bir yuva "dağılmış bir yuva." Daha fazla dağılmasın diye dokunuyoruz ona sarılıyoruz sımsıkı. Çocukları konuşuyoruz çocuklarımızı anıları belki güleriz diye. "Bir ülkeden başka bir ülkeye doğru" koşuyoruz sen eski bir sürgün aşireti kadar acı çekiyorsun ben ülkesiz bir badem ağacı oluyorum. Avuçlarım yüzümde uyanıyorum kötü bir rüyadan. Soğuk çok soğuk. Avuçlarım sıcak bir iklim arıyor. Giden bütün iklimler sanki benden kopmuş. Beni terk etmiş gibi bütün o özlediğim o uzak iklimler. Oğlumun elleri ellerimde: Uyandım. Yüzüme bakıp "Baba yine deprem oldu" diyor.