Öyküleriyle tanıdığımız Mehmet Kahraman felsefenin sınırından edebi birikimiyle kaleme aldığı Taşlar ve Çiçekler'de bilinç dışının da bir yapı olduğunu inşa edildiğini ve bir dil ürettiğini söyler. Mutluluk anlam hakikat sevgi özgürlük başarı gibi kavramlar üzerinden hayat okuması yapan yazar bizi kuşatan ve şimdi yapay zekâ yoluyla alıp verdiğimiz nefesleri sayan küresel kültürün etkisini hapsolduğumuz görünmez parmaklıkları irdeler. İnsanın psikolojik gerçekliğini göz önüne alarak pişmanlıklarını yaşanmamışlıklarını sıkışıp kaldığı duygu ve düşüncelerini elinden kayıp giden zamanı samimi bir üslupla anlatır.
"Kendi hakikatinizi kaybettiğinizde başkasının hakikatine inanmaya başlarsınız." diyen Kahraman okura kendi hakikatini hatırlatır.
Taşlar ve Çiçekler zıtlıkların bir arada bulunduğu dünyamızda bakış açımızı kendimize çevirmemizi içimize dönmemizi bilinç dışını böylelikle de bilinci yeniden inşa etmenin yollarını arıyor.