Bu çalışma bilimsel bir çalışma değildir Uygulamaya yönelik olarak kıymetli okuyucularımıza pratikte kolaylık sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. İbraname yani borçtan kurtulma belgesi çok önemlidir. İbra 6100 sayılı TBK'nın 132. maddesinde düzenlenmiş olup taraflar şekle bağlı olmaksızın düzenleyecekleri bir ibra sözleşmesi ile borcu tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilirler.
TBK'nın 132.maddesinde "Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle borcu tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir." denilmiştir. İbra ile borcun ne miktarda ibra edildiği bir yorum meselesidir. Aksi anlaşılmadıkça ibra borcun tamamı için yapılmıştır. (Oğuzman M.Kemal/ Öz Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt: 1 ...- 2012 s. 544- 548.)
Miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz.Buna karşılık miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır.
İbranamenin irade fesadı ile hazırlanıp imzalatılmadığına dair saat tarih adres hazır bulunanlar (hazurun) ve özel nitelikte açıklamalar bolca el yazısı ile yazılmalıdır.
Arabuluculuk Kanunu'nun 18/5.maddesine göre; "Arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 420. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Aksi kabulde arabulucu önünde tarafların anlaşması imkansız hale gelir. Nitekim 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı öngörülmüş olup buna göre ibraya ilişkin düzenlemelerden hareketle arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerliliği değerlendirilemez. Her ne kadar Dairemizin 11.09.2019 tarihli ve 3694-13040 sayılı ilamında arabuluculuk anlaşma tutanağı ibra hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiş ise de Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 07.07.2020 tarih ve 173 sayılı kararı ile aynı uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapmakla görevli Hukuk Dairesinin kapatılması ve tüm işlerinin Dairemize devredilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede yukarıda belirtilen sonuca varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir (Y. 9. Hukuk Dairesi 2022/9778 2022/9954 20.09.2022).
Uygulama yönelik örnek belgelerin ve içeriklerinin hiçbir kesinlik ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen Sn. Alihan YENİPINAR'a en derin duygularımla teşekkürü bir borç bilirim.
Eserin basımını üstlenen Platon Yayınevi çalışanlarına ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.
Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR