Adab-ı muaşeretten şehir hayatına mimariden müziğe mutfak kültüründen uluslararası siyasete kadar her alanda karşımıza çıkan medeniyetson iki asırdır gündemden düşmeyen ve bir o kadar da örselenen ve tüketilen bir kavram. Savaş çıkartmak isteyenler de barış yapmak isteyenler de aynı kelimenin arkasına sığınıyor. "Medenîleştirme misyonu" adı altında yapılan barbarlıklar modernitenin karmaşık tarihini yeniden ele almamızı zorunlu kılıyor.
Barbarlığın modernliğin ve medenîliğin aynı anda tecrübe edildiği bir çağda Batı medeniyet hakkındaki sözünü tüketiyor; İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Elinizdeki kitap bu arayışın izlerini sürerken akla ve erdeme dayalı bir medeniyetin ancak belli bir varlık tasavvuru dünya görüşü bilgi anlayışı ve estetik duyuş ile mümkün olabileceğini savunuyor.
"Medenî olmayı ve günümüz medeniyetini evrensel olduğu kadar millî (Türk Osmanlı İslam) ve tarihî bir çerçeve içinde Doğu-Batı kaynaklarına dayanarak felsefî bir görüş ile inceleyen bu kitap modernitenin iyi ve kötü her yönünü irdelemiştir. Varlığın değerini vurgulayan bu değerli çalışmayı herkesin okumasını ısrarla tavsiye ederim."
Kemal H. Karpat Wisconsin Üniversitesi Öğretim Üyesi
"İbrahim Kalın medeniyet barbarlık ve modernite arasında asırlar boyunca kurulan bağlantıları naklederken barbarlığın 'modernleşme' ve 'ilerleme' adına aldığı yeni şekillerini inceliyorsonra 'medeniyet' kavramının tekrar inşasının artık bir zaruret haline geldiği gerçeğini gözler önüne sererek 'Batı'nın medeniyet adına söyleyecek sözünün tükendiğini İslam dünyasının ise söyleyeceği sözü aradığını' ifade ediyor. Kitabın önemli özelliklerinden biri devlette üstlendiği ağır görevlere rağmen ilmî çalışmalarına fasıla vermeden devam eden İbrahim Kalın'ın eserinde bu zorluğun üstesinden gelmesi ve önemli fakat oldukça ağır bahisleri herkesin rahatça anlayabileceği bir Türkçe ile ifadeye muvaffak olmasıdır."