"...Seni düşünen hiç kimse yok. Düşünülen şey sorumluluktur. Sen toz olmuş peksimet kokmuş konserve yırtık kum çuvallarından daha kıymetsiz ve onlar altında hatta abdesthaneye giderken bile ezilmeye mahkûm zavallısın. Hırsımdan ağlamak istedim. 'Hasbünallah ve ni'me'l-vekîl' derim... Bilmem ne vakit yeni tepeye gittim. Şafak sökerken tahkimata başladık şafakta son verdik. Tahkimatsız ağaçların altına susuz uykusuz açlık ve ölüme bir kartpostal bırakarak çekildik. Millet ezildi. Emir yerine getirildi. Ortada sorumlu yok..."
3 Temmuz 1916
Bu satırların yazarı Çanakkale'de Maraş'ta Doğu Cephesi'nde Suriye'de ve Filistin'de en zor şartlarda savaşmış bir vatan evladı; Galatasaray Lisesi mezunu Teğmen Dalzâde Mustafa Fuad. I. Dünya Savaşı'nın en yoğun günlerinde yaşadıklarını güçlü kalemi ve akıcı sözlerle hatıra defterine işlediği anılar bugünlere ışık tutuyor.
Filistin'de İngilizlere esir düşerek yaşadığı esaret sonrasında vatanına dönüyor Cumhuriyet'in kurulmasına ve yeşermesine tanık olan başarılı bir hukukçu oluyor. Ardından Anadolu'nun birçok köşesinde görev alıyor. Onun yaşadıklarına tanıklık ettikçe kendinizi bir film karesinin içerisinde buluyorsunuz. Ünlü sinemacı Behlül Dal'ın babası olan Mustafa Fuad Bey'in vicdani üslubuyla kaleme aldığı anılarında gezinmek geçmişten günümüze bakmak isteyenler için çarpıcı bir eser.
Ölüme Bir Kartpostal: Teğmen Dalzâde Mustafa Fuad'ın 1. Dünya
Savaşı Hatıraları dile getirdikleriyle soluksuz bir maceraya bir o kadar da geçmişin acı dolu gerçekliğine ortak kılıyor bizi...