Özgürlüğün Biyolojisi nörobilimler ile psikanaliz arasında kurulmaya çok ihtiyaç duyulan köprüyü inşa etme yönünde çığır açıcı bir çalışma.
Freud nörobilimlerin gelecekte bir noktada psikanaliz teorilerine destek sunacağını umuyordu: Sonuçta her iki disiplin de deneyimin zihinde izler bıraktığı konusunda hemfikir. Ancak bugün bile yirmi birinci yüzyılın üçüncü on yılında çok sayıda bilim insanı ve psikanalist her iki tarafın da bu izlerin kökeni ve doğası konusunda tamamen farklı modellere sahip olduğunu savunuyor. İnsan deneyimini oluşturan nedir bu deneyim bizi nasıl şekillendirir ve eğer mümkünse hayatlarımızı nasıl değiştirebiliriz? Psikanaliz ve nörobilimler açıkça düşmanca olmadıkları zamanlarda bu sorular hakkında iletişim kurmakta başarısız olmuşlardır. Gelgelelim Özgürlüğün Biyolojisi'nde Francois Ansermet ve Pierre Magistretti bu başarısızlığa nihayet bir son veriyorlar.
Titiz ama gayet sarih ve anlaşılır bir anlatımı olan bu kitap beynin sinir ağının plastisitesinin deneyimin art arda kaydedilmesini düzenlenerek yeniden aktarılmasını nasıl sağladığını ve her bireye özgü bir iç gerçekliğin bilinçdışı bir psişik yaşamın oluşmasına nasıl yol açtığını gösteriyor. Plastisite kavramına dayalı bir paradigma değişimini ortaya koyan bu çalışmada bir psikanalist ve bir nörobilimcinin bu zarif ve kusursuz işbirliği daha önce uyumsuz olduğuna inanılan disiplinler arasındaki uçurumu kapatıyor. Ansermet ve Magistretti zihin/beden bağlantısının keşfedilmesi için yeni kapılar açtığı gibi kişisel özgürlük kimlik ve değişimin bedensel temellerini anlamak için de yepyeni yollar açıyor.