Duvarların arasına sıkıştırılmış halde yaşıyoruz.
Oysa hepimizin ayağı toprağa basmalıydı.
Her yeni güne korna yerine
kuş cıvıltıları ile uyanmalıydık.
Sevdiğimiz insana kahvaltısını şarkılar eşliğinde
hazırlayıp panjurları açarak güneşi evimizde ağırlamalıydık.
Midemizin bayramından sonra uzun
bir doğa yürüyüşü ile anlam katmalıydık öğle saatine.
Ardından bir kahve yapıp kırk yıl boyunca hatırını
unutmaksızın sohbetimizi daimî kılmalıydık.
Can sıkan telefon haberleri yerine yeni ekeceğimiz
çiçeklerin yola çıktığının haberini almalıydık...
Her şey bir kenara da!
Nefes alış verişimizi duyacak
kadar yakın olmalıydık seninle...