Çağımız emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki uzlaşmaz çelişkiler ve savaşlar özel mülkiyet sisteminin eninde sonunda yok olmasına emekçilerin yaşanabilir bir dünya yaratmalarına neden olacaktır. Bu gerçek hiçbir zaman yadsınamaz. İdeolojik derinliği olmayanların siyaset bilimini kavrayamayanların ah vahları artık her şeyin bittiği söylemleri ve tekelci burjuvazinin gücünü kutsamaları devrimciler arasında hayal kırıklığı yaratmamalıdır. Ülkemizde yaşananlar ve askeri darbe yüzlerce yıldır süren mücadelelerin küçük bir parçasından ibarettir. Siyasi mücadeleyi sadece kendinden ve yaşadığı dönemden ibaret görenler devrimci gelişmenin ve değişimin bir parçası olamazlar. Bu tür insanlar en küçük terslikte inançlarını kaybeder ve yeni koşulların rüzgârında oradan oraya savrulurlar. Sadece her defasında ayağa kalkanlar hedefledikleri hedefe ulaşabilir.