Yeraltında Anubis'in büyük tapınağında; devasa sütunların arasında büyük tahtın bulunduğu salonda bir kafese hapsedilmiş kimliksiz bir ruh. Hiçbir şeyin farkında olmayan sessizce etrafı izleyen ve anlamlandırmaya çalışan çaresiz yalnız bir ruh. Ancak şu var ki bu ruh; Anubis'in özel ilgisine mazhar olmuş bir ruhtu. Anubis; onu gözünün önünden ayırmaz yaptıklarını ona gösterir; hatta onunla konuşurdu. Ona hep çocuk diye hitap ederdi. O; Anubis'in sarayında başköşede sessizce bekleyen ve Anubis'e karşı son derece itaatkâr ve hürmetkâr tavırlarıyla ona büyüklüğünü anlatma fırsatı veren ayrıcalıklı bir ruhtu; fakat kendisi burada niye bulunduğunun farkında değildi. Anubis'in hizmetkârlarından birisi olarak kendini görür ve onu tazim etme hususunda taviz vermezdi. Anubis ise; yüceliğini ona sergilemekten hoşlanır bütün yapıp ettiklerini ona anlatır ve gösterirdi. Hal böyle iken kafesteki ruh ona karşı gelmeden her şeyi kabul eder ve tam bir teslimiyetle ona hizmet ederdi.