"Amerikan Tiyatrosunun Babası" lakaplı ve dört Pulitzer sahibi Eugene O'Neill aynı zamanda Nobel Ödülü kazanan ilk Amerikalı oyun yazarıdır. O'Neill'ın Yunan tragedyası elementlerini Amerikan taşrasına uyarladığı ünlü eseri Karaağaçlar Altında üç yetişkin oğul ile katı bir babanın çatışmaları üzerinde temellenir. Abileri Simeon ile Peter nefret ettikleri babalarından uzaklaşmak için Batı'ya altın aramaya giderken Eben Cabot ölmüş annesinin hakkı olduğunu savunduğu çiftliği terk etmeyi reddeder. Ancak babasının yeni karısıyla çıkıp gelmesi üzerine hayatı çok daha karmaşık bir hâl alacaktır zira ihtiyar Ephraim Cabot'tan onlarca yıl genç olan Abbie de çiftlik üzerinde hak iddia eder. Aralarındaki gerginlik zamanla bambaşka bir seviyeye ulaşarak tragedya türünün tuzu biberi olan hırs ihtiras ve entrikaları da beraberinde getirir.
"Bir şey var. Çalgı bile içimden atamıyor. İnsan onun karaağaçlardan düştüğünü damda yürüdüğünü bacadan süzülüp indiğini köşelerden çıkıverdiğini hissediyor. Evlerde rahat yok başkalarıyla bir arada rahat yok. Bir şey var ki insandan hiç ayrılmıyor."