Kişinin nesnel çevresinde edindiği algılar kavramlar ve imgelerin betimlemesi sezgi ve merak duygusu düşüncelerini dile getirme arzusu kişinin içgüdüsel olarak doğasının bir gereğidir. Dolayısıyla çocukluktan başlayan yaratıcı dürtüye ortam sağlayan söz konusu bu faktörler bir anlamda artistik etkinliklere dönüşerek süreç içinde sanatın anlatım dilini oluşturmaktadır. Bu çerçevede sanat eğitimi bu süreci kendine özgü kurallarıyla anlamlı kılmakta ve işlevsel hale getirmekle nitelik kazanmaktadır.