Freud'un biri 1927 yılında yazılmış Bir Yanılsamanın Geleceği ile diğeri 1932 tarihli Albert Einstein ile mektuplaşması olan Neden Savaş? isimli iki eseri de aradan geçen yüzyıla yakın bir süreye rağmen güncelliklerini ve değerlerini koruyor. Freud Bir Yanılsamanın Geleceği'nde daha sonra kapsamlı olarak ele alacağı uygarlık meselesine ince bir giriş yapıyor. Uygarlık varlığını insanlığın korkularından ve bu korkularını dindirme ihtiyaçlarından ortaya çıkan dinî öğretilere mi borçlu? Psikanalizin Tanrı inancına dair ortaya koyduğu devrim niteliğindeki ilkeler ortadayken bunu savunabilir miyiz? Freud bu can alıcı soruları çalışmasının merkezine koyarak bir süreç olarak ele aldığı uygarlık ve tanrısal inanç arasında amansız bir diyalog kuruyor. Einstein ile Freud arasında "İnsanlar neden savaşır?" sorusuna yanıt arayan yazışmalara dayanan Neden Savaş? ise her iki deha tarafından ortaya konan önermelerin bugün hâlâ geçerli olduğu entelektüel bir şölen. Freud yasanın insanın savaşma arzusu karşısındaki rolünü insanın bilinçaltı ve doğuştan gelen ilksel dürtüleriyle açıkladığı argümanına şöyle nihayet veriyor: "Hukukun aslen kaba kuvvet olduğu ve bugün bile şiddetin desteği olmadan hiçbir şey yapamayacağı gerçeğini göz ardı edersek yanlış bir hesap yapmış oluruz."