MÜZİK ENDÜSTRİSİNDE TELİF HAKLARI
Müziğin gücünü önemini ve etkinliğini göstermesi bakımından Abdurrahim KARAKOÇ'un kaleme aldığı ve Musa EROĞLU'nun bestelediği "Mihriban" şiirini (Beşinci Mevsim ss.30-31) örnek vermek isterim. Herkesin ezbere bildiği ve dinlediği;
"Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr deyince kalem elden düşüyor;
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Tabiplerde ilaç yoktur yarama;
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban." dizelerini Musa EROĞLU besteleyip yorumlamasaydı kaçımız bilecektik veya haberdar olacaktık.
Aynı şiirin farklı kıtaları olan aynı güçlü ifade ve duyguları taşıyan ancak müzik haline getirilmeyen;
"Önce naz sonra söz ve sonra hile...
Sevilen seveni düşürür dile Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban Boşa bağlanmamış bülbül gülüne;
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtım tahammülüne;
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban Tarife sığmıyor aşkın anlamı;
Ancak çeken bilir bu derdi gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim çözülmüyor Mihriban!" dizelerini kaçımız biliyoruz.
Müzik dokunduğu her şeyi güçlü kılar. Müziğin gücü budur işte.
Müzisyen Joan Baez'in hayatını anlattığı kitabının adını; "Yürekten Kopup Gelen Ses" koymuş.
Frederich Nietsche; "Alman düşüncesinden önce Alman müziği vardır" derken müziğin insanlar ve milletler için önemine vurgu yapmaktadırlar.