"Yaşamımızdaki olayların çoğunu "rastlantı işte!.." deyip geçiştiriyoruz. Aslında bu küçümseme gerçeklerden korkmanın ta kendisidir. Bizi olumlu veya olumsuz etkileyen olaylar zincirinin yaşamımızı ne ölçüde etkilediğini anlamak için dünü ve bugünü irdelemek yeter. Ancak kaç kişi yapıyor bunu. Çünkü aklın tembelliği kolaya zorluyor. Sonuçta da "Rastlantı işte!.." diyerek işin içinden sıyrılıyoruz. Oysa rastlantılar kaderin çizgileridir. Siyah ya da Beyaz.. Ama sonunda tümü bir noktada kesişir ve o noktayı ancak Tanrı bilir..."
Dünya yalnızca bir kahkaha sirki değildi! 0 çadırın içinde gizli ya da açık gözyaşı dökenleri görmedikçe gülmek ve eğlenmek mutluluk olamazdı. Gerçek mutluluk onların acılarını duyumsamak giderilmesine çalışmak gerektiğinde paylaşmaktı!... Kederli bir yüreğe ışık saçan bir pencere açmak kadar güzel ne olabilir ki?...
Ben yaşama hep gerçekçi yaklaşanları sevmem. Asık yüzlü sinirli geçimsiz sürekli kaygı taşıyan insanları neden seveyim ki?!... Böyleleri kendileri gibi çevrelerine de mutsuzluk saçarlar. Çünkü yaşamın acı dokusunu gerçekler oluşturur!..."