Kör Necip arkadaşları Latif Şeref ve Nebi'yi vatan ve istikbal
uğruna verilen emre riayet etmeleri gerektiğini söyleyerek
Amasya'ya çağırmıştır. Daha memleketleri Tokat'ı görmeden
Amasya'ya gelirler... İkindi vaktini biraz geçerken hem biraz
hava almak hem de şehri dolaşmak için dışarı çıkarlar ama
İzmir ve Manisa'nın işgal edilmesinin verdiği hüzün ve
umutsuzluk kentin her yerine sirayet etmiştir. Bu hüzün
sadece insanların hal ve tavırlarına değil Yeşilırmak'ın sularına
kral kaya mezarlarının işlendiği dağların yüzüne bile işlemiştir.
Vaziyet kötüdür. İşgal kuvvetleri belli ki sadece İzmir ve
Manisa'da durmayacak Anadolu'nun her yerini kuşatacaktır.
Kahramanlarımızın görevi ise Amasya'ya davet edilen Mustafa
Kemal Paşa'ya düzenlenecek bir suikasta karşı önlem
almalarıdır.
"Aslanlar bu yol meşakkatli ve çileli bir yoldur. Diliniz
mühürlenmiş gözleriniz kör olmuş olacak. Yiğitler; gerekirse
ananız bacınız avradınız el el dediklerimiz ise vazife uğruna
yareniniz olacak. Su zehir bal ağı katık katran olsa da vatan
uğruna ah demeden soluklanmadan yutulacak."