Seçmen siyasetçiyi görüntüsü ve tavrına göre karşılar; konuşması ve bilgisine göre uğurlar derdine derman olmasıyla sever ve bağlanır; paspal kavgacı kibirli ve şımarık siyasetçiyi sevmez.
Siyasetçi üzerinde devletin resmi ideolojisinin bürokratik oligarşinin global ve yerel güçlerin siyasi sosyal ve ekonomik çevrenin mali ve siyasi kapasitenin seçmenin parti politikaları ve parti teşkilatının siyasi beklentilerinin ve daha nice unsurların etkisi söz konusudur.
Kamu otoritesine karşı ciddi eleştirel yaklaşımları olan partilerin dahi iktidara geldikten bir zaman sonra kamu otoritesi ile özdeşleşip devlet partisi haline geldikleri görülebilir. Siyasal iktidarın yönetmek tarafının milleti temsil ve sahip çıkma tarafının önüne geçmesi sonun başlangıcı demektir.
Siyasal tarihin varlık sebebi ilk insandan başlayarak kıyamete kadar devam edecek olan iktidar mücadelesidir. Siyasetçileri motive eden sebeplerin başında güç ve iktidar talebi gelir. Güç ve iktidarın sınırı yoktur ve Tanrılık iddiasına kadar gider.
Seküler düşünce ve laikliğin benimsenmesiyle iktidarın kaynağı da insanın eline geçmiş Tanrı yerine tanrı-millet ikame edilerek "egemenlik milletindir" ilkesiyle kanunlaştırmanın meşruiyet zemini oluşturulmuştur. Kurucu iktidarlar "tanrı-millet"i başıboş bırakmanın getireceği sapmaları göz önüne alarak ilahların diğer kutsalların zümrelerin hanedanların yerine "vesayet"i ikame etmişlerdir.
Devlet İktidarı/Vesayet İktidarı Atatürk milliyetçiliği idealine inancına ve cumhuriyetin niteliklerine gönülden bağlı bütün tarafları kapsar. Bürokrasi iş dünyası medya siyasi partiler ve bu partilere gönül verenler sivil toplum kuruluşları meslek örgütleri devlet iktidarı/ vesayet iktidarının ortaklarıdır.