Çiçeklerin evlerin uykuların ölümlerin loş odaların babaların ve yolculukların motif olduğu öykülerde sıradan insanların içsel sızılarını okuyacaksınız. Kendinizden izler bulacağınız hikâyelerde yaşamın getirdiklerine karşı başa çıkma telaşımızın farklı oluşuna rağmen yanılgıya giriftar oluşumuzla yenilgiyi kabullenişimizle insan oluşumuzla bir noktada buluştuğumuza tanık olacaksınız.
Suçu sanki kendisi işlemiş gibi mahcupken konu komşunun duyup duymadığını merak ediyordu. Şikâyetini geri çekmeyeceğini söylediği adamla yine her zamanki gibi barışacak kaldıkları yerden yaşama devam edeceklerdi. Bunun yıllardır böyle olduğunu mahalledeki kadınlardan duydum. Çay yudumlarının arasına sıkıştırılmış dedikodu olarak. Bir dudak bükülmesi eşliğinde. Bir kurabiye niyetine yiyiverdi komşular. Her baharda Kadir'in saksıları değiştirip balkonu bahara çevirirken içeriyi zaman zaman tarumar edeceğini biliyorduk ama 6 Şubat sabahı balkonun da bahçenin de dağılacağını bilmiyorduk. Biz az biliyor çok konuşuyorduk. Biz komşulardık. Biz pencere diplerinden gözetlerken dinleyenlerdik. Sandıklarımızla hep yanıldık.