Bazen cenneti şöyle hayal ediyorum. Mutluluktan paramparça
oluyorum. Sonra etrafa dağılan parçalarım tekrar
toplanıyor ve birleştiriliyorum. Ayrılık acısının irapta mahalli
yok. Ama ayrılık sabit kalem ayrılık var. Etinden kan damlıyor
onu görüyorum yüzü nurdan döşeklerde kasılmış parıldıyor.
Baş gözüyle görüyorum onu dokunmak istiyorum
dokunamıyorum. Kahrın sadrı delik deşen kimyası DNA
sarmallarından sökülüp alındığı için mecburen mutlu oluyorum.
Sonra tekrar paramparça oluyorum. Cümle eşyadan
unuttuğum çiçek isimlerinden unuttuğum kitapların unuttuğum
giriş cümlelerinden "etimi kemiren ilk kurttan" Uzza'dan
Menat'tan Müseylimetü'l-Kezzâb'dan sardunyalardan
akşamsefalarından karaağaç gölgelerinden ve müzekker
ruhlardan bağımsızım.
Renkler sesler harfler semboller ve suretler yok.
Sancısız doğum acısız ölüm bitimsiz yaşam var...