Kitabın yazarı Emine Ataman Koç şöyle anlatıyor bu konuda çalışmalarına nasıl başladığını: "1974'te İstanbul'da yaşamaya başladım. Üzerinden yaklaşık otuz yıl kadar geçtikten sonra kendi yaşamıma belli bir düzen verip etrafıma bakmaya fırsat bulabildiğimde kültürel değerle-rimizi yitirmeye başladığınızı fark ettim. Örneğin; kendimi bildim bileli hep var olan ne zaman istesem kolayca bulabileceğimi düşündüğüm aldemisi ile üçeteği ile ilbadasıyla o güzelim gelin başı süslemesiyle geleneksel gelin kıyafetlerini bilenlerin sayısı azalmıştı. Hatta çoğu kadın bu kıyafetleri sandığında saklamayı bile gereksiz bulup bir plastik leğen ya da bir alüminyum ta-bak karşılığında elden çıkarmıştı." Burası başlangıç noktası oluyor. Yıllar süren çalışmalarla tamamen kendi olanaklarıyla köyün kadınların geleneksel kıyafetleri öğrenebileceği biçki dikiş kursu gençlerin geleneksel kıyafetleriyle geleneksel oyunları oynadıkları folklor kursları türkülerin söylendiği korolar oluşturuyor. Eski kıyafetleri fotoğraflıyor hatıralarda kalan kıyafetler ve düğün geleneklerini kaleme alıyor devam etmekte olan düğün geleneklerini röportajlar ve fotoğraflarla belgeliyor. Elinizdeki kitap tüm bunların geleceğe ulaşmasını sağlayan çok önemli bir çalışma. Ülkemizde yitip gitmekte olan tüm kültürel değerlerimizin hak ettiği yeri alması dileğiyle.