Fatiha-i Şerif ile niyetimizi-duamızı belirttik rüku ve secdelerle devam ettik tahiyyat-teşehhütle duamızı bitirdik.
Gözümüzün önünden yaşamımızı şöyle bir film şeridi gibi geçirelim.
Her sıkıntı hâcet ve şükür anımızda Rahman ve Rahim olan yüce yaratıcımıza halimizi arz eder teşekkür eder isteklerimizi sıralarız.
Biliyoruz ki en güzel O bizi dinliyor ve O yardımımıza koşuyor değil mi?
Günde sayısız kez avuç açarken; gönlümüzle dilimizle medet umarken bize bir kısıtlama getirmeden buradayım kulum diyen birinin dergâhına varıyoruz.
O ki vermeyi istemeseydi istemeyi vermezdi.
Dua ruhen şifadır. Psikolojik açıdan bize güven verir kalbimiz itminan içinde olur. En çetin sıkıntılar içerisindeyken imdadımıza dua koşar.
Kimseye söyleyemediğimiz en derin can acıtıcı sıkıntılarımızı rabbimize söyler yardım diler kolaylık bulur feraha ereriz. İnsanoğlu duaya muhtaçtır.
Dua kul olma bilincidir.
Dua en mühim kulluk görevidir.
Dua ümittir. Dua güvendir.
Dua mutluluktur.
Dua haddini sınırını bilmektir.
Dua kemale erme yolunda çabalama halidir.
Dua için iman sahibi olmak gerekir. İnanmak gerekir. İman eden bilir ki onu koruyup kollayan gözeten isteklerine cevap veren yaratıcısı var. İman aynı zamanda emniyet ve güvendir. Güven ve emniyet içinde hisseden birey ruhen huzur içinde olur. Psikolojik açıdan huzur içinde hisseder.