"Ahmet Refik şüphe yok ki müverrihti. Lakin onda tarih bilgisi kadar tarihi sevdirmek ve okutmak bilgisi de vardı. Hiçbir kimse tarafından tekzip edilmeyeceğine emin olarak söylüyorum: Memleketimizde Ahmet Refik adlı biri çıkıp da tarihi eserler yazmasaydı bugün umumileşmiş ve Garp âlemine bile müessir olmaya başlamış olan tarih sevgimiz vücud bulmayacaktı onu bu bakımdan sade bir tarihçi değil tarih mimarı da sayabiliriz."
M. Turhan Tan
Harp okulunu bitirdikten sonra askerî okullarda öğretmenlik yapmaya başlayan Ahmet Refik Altınay Balkan Harbi'nde subay olarak görev almış savaştan sonraysa gözlerindeki ileri derece rahatsızlıktan dolayı emekliliğe ayrılmıştı. Fakat I. Dünya Savaşı'ndan hemen önce arşivlerde bulunan eski savaşlarla ilgili belgelerin incelenip gün yüzüne çıkarılması için yeniden görevlendirildi. Yetiştirdiği yüzlerce subay Türk tarihinin en büyük destanlarından birini yazarken Altınay da arşivin tozlu odalarında Osmanlının kahraman askerlerini bu yeni yazılan destana şahit tutuyordu. Bu kitapta yayımladığımız iki eser de bu şahitliğin küçük bir numunesi kabilindendir.
Bu kitapta Ahmet Refik'in Türk askerinin moral ve motivasyonunu artırmak için kaleme aldığı iki eser yer almaktadır. Bu eserler Oğuzhan Dönmez tarafından ilk defa Osmanlı alfabesinden günümüz alfabesine çevrilmiştir. Eserleri yayına hazırlarken günümüz imla kuralları uygulanmış okura yabancı gelebileceği düşünülen kelimelerin anlamları dipnotlarda verilmiştir.
Ahmet Refik Altınay'ın ve Osmanlı askerinin aziz hatırasına hürmetle...