Döneminin popüler yazarlarını sert biçimde eleştiren daha sonra Kafka ve Borges gibi yazarların hayranlığın kazanan Léon Bloy edebî yozlaşma addedilen dekadan akımının en iyi bilinen fakat en az çevrilen yazarlarından biridir. Din sanat siyaset toplumsal gelenekler gibi geniş bir yelpazeyi kapsayan on beş öyküsünün bir araya getirildiği Nahoş Öyküler'de en ahlaklı insanların bile çirkinliklerden ve ikiyüzlülükten azade olmadığını kendine has alaycı üslubuyla aktarırken modern dünyanın altında gizliden gizliye kaynayan cehennemin karanlığına bir pencere açıyor.
"Evet bu korkunçtu! Bu canavarca bir şeydi ama onu bu kaldırımda Maeterlinck'in dediği gibi bu cehennem rıhtımında tam olarak kız kardeşinin melekler hiyerarşilerine ait olduğunu düşündüğü bu seçilmiş yaratığın sesiyle konuşuyordu. Bu ayaklarındaki Sodom çamurunu temizleyeceğine inandığı kişiydi aynı zamanda. Ölülerin yaşayanlar arasına veya yaşayanlar gibi davrananlar arasına bu şekilde sızabilme yeteneğine sahip oldukları doğru muydu yoksa?"