"Hiçbiriniz hiçbirimiz yalnız değiliz kardeşlerim. Bizler artık birbirimize emanet birbirimizin sahibiyiz. Kan bağları değildir önemli olan. Bu soğuk trende can cana verip acılarımızı paylaşabiliyorsak asıl değerli olan candan bağlılıktır. Artık üzülerek kahrolarak kendinizi bitirmeyin. Buradaki zalimlerin amacı da bu zaten. Düşmanları sevindirmekten vazgeçin artık. Bugün canlarımızı değersiz bir eşya gibi trenden aşağıya buzlu sulara atanlar bilsinler ki her şeyimizi atamadılar. Hiçbir kuvvet bizim insan olarak belleğimizde yer alan anılarımıza asla dokunamayacak. Ancak biz ölürsek o bellek de bizimle gider." Bilge Dede insanı kaskatı eden soğukta sıcacık yüreğini ve ellerini başıma şefkatle koyarak devam etti:
"Üzülme balam güzel yavrum. Bu insanlar o soğuk suya sadece anneni neneni atmadılar. Onlar kendi insanlıklarını da fırlattılar oraya. Bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar üstlerine ne giyerlerse giysinler; nereye giderlerse gitsinler içlerinden söküp attıkları insanlıklarını bir daha asla giyinemeyecekler. Çünkü gerçek bir insanın varlığı yüreğinin güzelliği ile vücut bulur. İnsana en çok yakışan elbise ruhuna giydirdiği merhameti ve insanlığıdır. Bu zalimlerin hepsi bir gün toprağa karışıp gidecekler. Kötülükleri de onlarla birlikte gömülecek. Ama... ama özgürlüğün ve umudun mezarı hiçbir zaman kazılamadı. Fani olan candır baki kalacak olansa özgürlüktür. Güneşi gökyüzünü rüzgârı bağrında taşıyan en büyük duygu onurlu özgürlüktür. Ölümsüz olan odur."