"Kemal Tahir edebiyattan toplumbilime tarihten insanbilime ekonomiden felsefeye kadar değişik ama bir bağlamda birbirini bütünleyen bilgi alanlarına eğilme gereğini duymuştur. Bu eğilim onun hem roman sorununu kendi deyimi ile 'çok derinlere giden bilim felsefe ve tekniğe dayalı; dünyadaki bütün meseleleri içine alabilen ve kullanabilen geniş bir edebiyat türü' olarak almasından hem de bu geniş edebiyat türünü Türk toplumunun gerçeklerine dayandırmak için tarih toplumbilim felsefe gerçeklerine dayandırmak için tarih toplumbilim felsefe vb alanlarında bugüne kadar yapılmış olan bilimsel araştırmaları yetersiz eksik ya da yanlış bulunmasındandır. Kemal Tahir'e göre 'tarihsel ekonomik sosyal koşulları derinlemesine ve genişlemesine incelemiş Batı toplumları'nda romancının işi elbette daha kolaydır. 'Bizim gibi tarihine ekonomisindeki özel koşullarına ve sosyal hayatına pek az eğilinmiş hatta tersine gerçekleri altüst edilmiş gözden saklanmak istenmiş toplumlarda ' ise bu iş romancıya düşmektedir." (1974)
- Hilmi Yavuz