Müzik kimilerine göre daha çok bir zevk eğlence işret aracı sayılırken kimileri onu gönül yorgunluğunun ilacı efkâr dağıtan bir müsekkin olarak gördü. Müziğin insani duygu ve düşüncelerin en rafine ifadesi olduğunu düşünenlerin yanında harama açılan kadim bir kapı olarak görenler de hiç eksik olmadı.
Erken Cumhuriyet dönemi Batıcı / modernist aydınlarımız müziğin insanlar üzerindeki değiştirici ve dönüştürücü etkisinden hareketle onu "toplum mühendisliği" projelerinin merkezine yerleştirdiler. Aynı düşünceyi "yeni müzik yeni toplum" formülüyle sahiplenen yeni devletimizin de halkına kendi öz müziğini yasaklayacak noktaya savrulması ile gönüllerde ve vicdanlarda derin yaralar açıldı.
İşte bu kitaptaki yazılar inceden kanamaya devam eden bu yaraların son yıllardaki toplumsal kültürel siyasal alanlardaki derin yansımaları "suya sabuna dokunarak" kaleme alındı. Çünkü ömründe yüreği titreyerek bir halk türküsü dinlememiş birinin halkçılığındaki çarpıklığın milletinin şarkısından türküsünden etkilenmeyen birinin milliyetçiliğindeki samimiyetsizliğin bir samah ya da sama ayininden hiçbir ruh ürpermesi duymayan birinin dindarlığındaki aşksızlığın mahiyet itibariyle birbirinden farkı olmadığının açık yüreklilikle ifade edilmesi gerekiyordu.
Bütün bunları ve çok daha fazlasını yazar ve sanatçı olarak kitapları albümleri TV programları ve bulunduğu görevleri ile musiki kültürümüze önemli hizmetlerde bulunan Bayram Bilge Tokel'in usta kaleminden okumaya davet ediyoruz.