Aşk insanın ilk yaratılışından beri vardı. İnsanın doğasına konulmuştu. Bizi Yaratan o kadar ince düşünceli ve lütufkardı ki dünyayı aşksız yaratmadı. Bizi yarım bırakmadı. "Çünkü insan aşksız yarımdı. Tam değildi. Hep bir eksikliği olacaktı aşk olmasaydı. Aşk her şeydi. Mutluluktu. Temizlik ve saflıktı. Masum ve samimiydi. Değeri onu yaratan kadar büyüktü. Çünkü aşk sonsuz bir sevgiden geliyordu. Kaynağı sevgilerin en başıydı. Bu sevgiyi aşka dönüştürmek ilk insandan geliyordu. Kıyamet anına kadar yaşayacak her insanı anlamlandıracak olan aşk; tarihe Leyla ve Mecnun Aslı ile Kerem Romeo ile Juliet gibi aşıklarla geçse de aşkın asıl sahipleri peygamberlerdir. Çünkü onlar insanlığın tüm değerleri gibi aşkı da en derin hislerle yaşamışlardır. İnsanlığın kurtuluşu için çarpan kalpleri sevdikleri insanlar içinde çarpmıştır.
Ve Adem Havva'da yeryüzünü tanımış Yusuf Züleyha'da zindanları yaşamış Muhammed Hatice'de dostluğu bulmuştur. Onlar ve diğer peygamberlerin sevgili eşleri ile yaşadığı hayatları onların insan olan yanlarının en güzel örnekleridir. Bu büyük aşkların hepimize yol göstermesi dileğimizle...