Kurşun büyük bir taş parçasına isabet etti. Taş parçalanıp etrafa saçılırken yerdeki toprağı da savurdu ortalığa. Uzun zamandır yağmur görmeyen toprak daha kolay havalanıp toz oldu. Barut kokusu ile karışık kuru toprak kokusu sardı ortalığı...
Kaçıp kurtulmaya çalışan insanlar bir köyden diğerine ulaştıklarında yüzlerinde savaş korkusuyla dehşete düşmüş donuk çaresiz bir ifade vardı. Ateş hattından gelen arabalar arkalarında toz bulutu bırakarak Türkiye sınırına doğru hızla uzaklaşıyordu...
Bu zemin üzerinde anlatılanlar yalnızca bir ailenin dramı değil aynı zamanda bölge halkının sıklıkla yaşadıkları kaderleri gibidir. Din dil ırk ayırmaksızın birçok göç hikayesinin kaderi birbirine benzer. Bazin ailesinin başına gelenler de bu ve buna benzer hikayelerinden sadece biri. Savaşların yaşandığı etnik temizliklerin yapıldığı dünyanın geri kalmış bölgelerinden uygar bölgelere ulaşmak isteyen milyonların geçiş bölgesidir Türkiye. Dramlar sınırdan girişle yaşanmaya başlar. Günlük yaşamda çok azımızın farkına vardığı bu hayatlar bazen Türkiye'den de kaçmayı başararak amacına ulaşır bazen de hayal olarak kalır ölmüş bedenler toprağa gömülür.