Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra galibiyetin verdiği siyasi üstünlük ile Osmanlı mirasının paylaşılması yönünde hareket eden İtilaf Devletlerine karşı milli bağımsızlığını elde etmek isteyen Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde milli bir mücadeleye girişmiştir. Galip devletlerin "Şark Meselesi ekseninde Osmanlı Devleti'nin tasfiyesine ve paylaşımına yönelik yürüttükleri politikalara karşı milli hareketin siyasi ve hukuki anlamda kabulü gerekiyordu.Tabiatıyla Mondros Mütarekesi'nden başlanarak Lozan'a kadar geçen sürede verilen askeri mücadeleler ile birlikte siyasi teşebbüsler milli bağımsızlığı sağlamak amacına matuf arayışlardır. Milli Mücadele'de Serves'i ne pahasına olursa olsun kabul ettirmek isteyen kahir bir güç ile "ya istiklal ya ölüm" diyen bir irade ile karşı karşıyadır.Hangi sebeple olursa olsun Türk vatanının işgal edilmesi kabul edilmemiş ve Mustafa Kemal'in yürüttüğü Kuva-yı Milliye Hareketi hiçbir işgalciye isteklerini gerçekleştirme fırsatı vermemiştir. Nihayet Lozan 'da yeni kurulan Türk Devleti'nin bağımsızlığıyla ilgili olduğu kadar Osmanlı Devleti'nin tasfiyesine müteallik meselelerin hallinde de "istiklal-i tam" asıl amaç ve hedef olmuştur.