Bu kitap liberal bireyciliğe yönelik eleştirileri nedeniyle çağdaş siyaset felsefesi literatüründe önemli bir yere sahip olan komüniteryanizmin; sadece liberal düşüncenin bir eleştirmeni olmaktan öte kendi ontolojik epistemolojik ve aksiyolojik varsayımları olan pozitif bir öğreti olarak yeniden inşa edilmesini amaçlamaktadır. Zira özellikle John Rawls'un A Theory of Justice'indeki toplumsal bağlardan ari benlik tasvirine yönelik itirazları öne çıkarılarak literatürde salt değilleyici bir entelektüel tavır olarak karşılık bulmuş olması; komüniteryan düşüncenin günümüzde karşılaştığımız ahlaki içtimai ve siyasi düzeydeki çeşitli sorunların çözümü olabilecek felsefi zemini sağlama potansiyelini gizlemektedir. Hâlbuki dili tarihi kültürü ve geleneği hesaba katmasından dolayı daha sahici bir varoluş tasavvuruna sahip olan komüniteryanizmi doğrudan liberal siyasetin değilse bile onun temellerini teşkil eden bireyci ontolojisinin kayda değer bir alternatifi olarak okumak mümkündür. Buradan hareketle çalışmada komüniteryanların liberalizme yönelik eleştirilerine de kaynaklık eden ontolojik zeminden yola çıkılarak komüniteryan düşünürleri "komüniteryan" kılan temel kabul ve varsayımların izleri sürülmüştür. Çalışma boyunca fikirlerine başvurulan düşünürler her ne kadar düşüncelerini geliştirirken çok farklı kaynaklardan beslenseler de önemli bazı temel kabul ve varsayımlarda ortaklaşan Alasdair MacIntyre Michael J. Sandel Charles Taylor ve Michael Walzer olarak seçilmiştir. Bu bakımdan komüniteryanizmi düşünce dünyamızda pozitif bir öğreti olarak yeniden konumlandırmaya yönelik bu girişim esasen belirli soyutlamalarla mümkün olan bir "ideal tip" çalışmasıdır.