Behiye Tatlıcı yarım kalmış bir çocukluktan savrulan bir gençliğe; aşkı ve hayalleri ıskalamış ölümle hayat arasında sıkışmış bir yazarın kayboluş hikâyesini çarpıcı bir kurguyla anlatıyor. Okuru yaşamın yalnızca başlangıcını oluşturmakla kalmayan ömrümüzce gökyüzü gibi hiçbir yere gitmeyen çocukluğun ışığında hayata aşka; bireyin kayboluşuna anlam arayışına bakmaya davet ediyor.
Kalemini zehre kana aşka ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran yazar "Aşkı yalnızlığı yerini yadırgamayı unutur yaşar da insan ömrüne musallat olan vicdan azabıyla ne yapar?" sorusuyla baş başa bırakıyor okuru.
Yalnızlığın yazıyla aşkın vicdan azabıyla yaşamın ölümle sınandığı bir dünyaya ait olmaya çalışanlara; hakkıyla yaşanmamış bir ömrün kırılmış hayallerin layığını bulamamış sevgilerin içinde arada hep "Araf"ta kalanlara...