Katina Stoyanova altı ve iki yaşındaki iki oğluyla Kastorya'nın Korisos Köyü'nden (Kesriye Gölü) Selanik'e gitmek üzere yola çıktığında hayatlarını değiştirecek bir öykünün başında olduğunu bilmiyordu. Gemiden kayıkla Moda yakınlarındaki Zaharof'a ulaştıklarında karşılaşacağı tüm zorluklara çoktan hazırlamıştı kendini. Balat'a aile mesleğini sürdüren fırıncı kayınpederinin yanına gidecek ve orada kocası Dimitri'yi bekleyecekti. 1913 yılında yandan çarklı bir gemiyle yapılan o dört günlük yolculuğun üzerinden yıllar geçti ve 'Bulgar'ın Fırını'ndan 'Beyaz Fırın'a kadar uzanan yolculuk çok daha zorluydu. Bütün kuşaklar özen ve özveriyle dayanışma içinde yol aldılar. Pastacılığı ve geleneklerini kendilerinden sonraki kuşağa umutla teslim ettiler.
Beyaz Fırın artık ailenin aynı mesleği sürdüren beşinci kuşağının temsilcisi Nathalie Stoyanof'un yönetiminde ve o 168 yıllık geleneği emek emek dokuyan insanları hiç aklından çıkarmıyor. Alışkanlıkları keyifleri hüzünleri hayata bakışları farklı olmasına rağmen hepsinin ortak bir yanı vardı: Hepsi hamuru sevgiyle yoğurup pişirmişlerdi.