Plotinus'un felsefi sisteminde kendisine özgün unsurlar olduğu kadar Platon ve Aristoteles öğretilerinin de bu felsefi sistemde belirli etkisinin olduğunu görmek mümkündür. Filozofun madde öğretisi bu bakımdan
oldukça dikkat çekicidir. Bir tarafta Aristoteles'in hilomorfizmi diğer tarafta Platon'un ideanın oluş sahasında biçim kazandırdığı duyulurun zemini. Aristoteles'te
burada var olan olması bakımından bileşik cevherin var olmasında dört nedenden maddi olanın etkisi asla yadsınmaz. Bilkuvvelikten fiile çıkmak için ona bir formun ilişmesi yeterlidir. Bu yönüyle maddenin dayanak olmak
bakımından neredeyse form kadar belirleyici bir gücü vardır. Diğer tarafta Platon'da maddenin yanıltıcı ve kötülükle olan ilintisi içerisinde olumsuz yönü bulunur. Bunların üzerine ilk madde ve khora öğretilerinin eklenmesiyle felsefi kozmoloji ile mitolojik kozmogoninin sınırlarının iç içe geçtiği ve madde öğretisinin daha karmaşık bir hâl aldığı söylenebilir. Belki tüm bu bileşenlerin doğal sonuçlarından biri olarak Plotinus'un akledilir madde tasavvuru da oldukça merak uyandırıcı görülebilir. Plotinus Enneadlar adlı eserinde maddeden
bahsederken çoğunlukla onu kaygan şekle gelmez şekle gelse bile ona direnen olarak takdim eder. O her türlü biçimi alsa da hep ilk hâlindeki gibi ham ve hayalidir. Çünkü Plotinus için madde kendisine hiçbir şekilde
güç belirlilik ve belirleyicilik atfedilemez olandır. Fakat bunların dışında Plotinus'ta akledilir madde öğretisi eşliğinde akledilir unsurların çokluk zemini ile
de karşılaşırız. Bu zeminde akli ilkeler duyulur maddede olduğu gibi yansıma yoluyla değil doğrudan ayniyet taşıyan neyse öyle olmaklıkla ortaya çıkar. Bu
zemin aynı zamanda Bir'den sudûrda henüz ilk belirsiz olanın Bir'e dönerek Akıl olmadan önceki hâlini açıklamaya yarayan bir enstrümandır.
Bütün bu yönleriyle madde nasıl bir güçtür? Güç bile değil midir? Niteliklerden arındırdığımızda geride kalan nedir? Elinizdeki kitap bu sorulara Plotinus'un
madde öğretisi ekseninde bütüncül bir yanıt sunmayı hedeflemektedir.